İCRA İFLAS HUKUKU

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI

İtirazın iptali davası, borçlu tarafından ödeme emrine yapılan itirazın, hükümsüz kılınması için alacaklı tarafından başvurulan hukuki yollardan biridir. Bu davanın amacı, borçlu tarafından, ödeme emrine karşı yapılan itiraz neticesinde takibin durmasına karşı, takibi devam ettirebilmektir.

Borçlu, takibe kötü niyetle veya zaman kazanmak amacıyla itiraz ediyor olabilir. İcra Müdürlüğü bu itirazın haklı olup olmadığını inceleme mercii değildir. Söz konusu itirazın haklı olup olmadığını, borçlu ile alacaklı arasındaki borç ilişkisine uygulanacak hukuk belirleyecek olup; borç ilişkisinin çeşidine göre itirazın iptali davasının görüleceği görevli Mahkeme değişecektir. Bu kapsamda bir İş Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi ve Ticaret Mahkemesi dahi görevli olabilecektir.

Borçlu tarafından süresi içerisinde yapılan usule uygun itiraz ve takibin durdurulması talebi neticesinde İcra Müdürlüğü bir tutanak düzenleyecek, takibin durdurulmasına karar verecek, dosyada gider avansı veya posta pulu var ise söz konusu tutanak ile borçlunun itiraz dilekçesini alacaklı tarafa/vekiline tebliğ edecektir. Alacaklı taraf/vekili işbu tebligatı tebliğ aldıktan itibaren bir yıl içerisinde esas mahkemede itirazın iptali davası açarak, haksız olan itirazın iptali kararı alabilecek ve durmuş olan takibe kaldığı yerden devam edebilecektir. Bu bir yıllık sürenin geçirilmesi halinde ise yine borç ilişkisinin türüne göre daha uzun olan zamanaşımı süreleri içerisinde alacak davası açabilecek, fakat İcra Müdürlüğündeki takibini devam ettiremeyecektir.

İtirazın iptali davası, itirazın kaldırılması hukuki yolundan farklıdır. Bu noktada İcra İflas Kanunu madde 67’ yi hatırlatmakta fayda vardır.

“Madde 67 –Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.

İtirazın İptali Davası neticesinde dava kabul olunursa, borçlunun itirazı neticesinde durmuş olan icra takibinin devamına, davalı-borçlunun itirazının iptaline karar verilir. İlaveten itirazın iptali davasının davacısı-alacaklı lehine vekalet ücretine karar verilir. Bu karar ile birlikte alacaklı, takibine kaldığı yerden devam edebilecek ve İcra Müdürlüğünden haciz talep edebilecektir. Bununla birlikte, alacak likid yani belirlenebilir bir alacak ise ve borçlu buna rağmen itiraz etmiş işe, borçlu aleyhine alacaklı lehine icra inkar tazminatına da karar verilecektir.

Eğer davacı-alacaklı haksız ise davanın reddi ile birlikte takip konusu alacağının olmadığının tespitine, borçlu lehine vekalet ücretine karar verilecektir. Bununla birlikte alacaklı taraf icra takibi açmakta kötü niyetli ise, alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilecektir. 

Avukat Burak Cem Tosun

Call Now Button