AİLE HUKUKU

Nişanın Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat Davası

İlgili Kanun Maddeleri

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 121.madde

Madde 121-“Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

Madde 123“Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”

Nişanın Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat Davası Nedir? Niçin Açılır?

Maddi tazminat yazımızda da bahsettiğimiz üzere her ne kadar resmi bir kayıt, kütük söz konusu olmasa da nişan töreni yapılmış -ki bu törenin büyüklüğü, katılanlar, yapılan masrafların büyüklüğü, küçüklüğü önem arz etmemektedir- bir çiftin daha sonrasındaki hukuku ile nişan olmadan birlikte yaşayan sevgililerin, flört ilişkilerinin, hayat arkadaşlarının durumu birbirinden farklı olmaktadır. Bunun sebebi de toplumun nişan törenine verdiği anlam ve önemden kaynaklanmaktadır. Nişan töreni, evliliğe giden yolda atılan ilk ciddi adım olarak görülmekte, çiftlerin bundan sonra evlenmesi kuvvetle muhtemel görülmektedir.

Bu yazımızda manevi tazminat yönünden nişan bozulunca dava açılır mı? Nişan bozulursa ne olur? Nişan bozuldu ne yapmalıyım? Soruları yanıtlanmaya çalışılacaktır. Esasen nişan bozulması nedeniyle manevi tazminat davası, daha çok maddi tazminat ile birlikte açılmakta olup, bu durum usul ekonomisine de daha uygun olmaktadır. Ancak maddi zararın söz konusu olmaması durumunda, tek başına manevi tazminat davası açılmasına da engel bir durum bulunmamaktadır. Dolayısı ile nişanın bozulması nedeniyle herhangi bir nişan harcaması, gideri, zararı olmayan daha az kusurlu tarafın, eğer kişilik hakları davalı tarafça somut bir şekilde zarara uğramış ise, manevi tazminat talebinden bulunması mümkündür.

Nişanın Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat Davasının Şartları Nelerdir?

1-Nişan Taraflardan Biri Tarafından Bozulmuş Olmalıdır.

2-Davacının Kişilik Hakkı Saldırıya Uğramış Olmalıdır Ve Bu Saldırı Hukuka Aykırı Olmalıdır

3-Davacı, Davalıdan Daha Az Kusurlu Olmalıdır

4-Ortada Bir Zarar Bulunmalıdır.

Nişan Taraflardan Biri Tarafından Bozulmuş Olmalıdır

Burada, nişanın taraflardan biri tarafından bozulmasından kasıt, var olan nişanın somut bir sebeple bozulmuş olmasıdır. Hiçbir sebep gösterilmeden nişanın bozulmasında, manevi tazminat istenilemeyecektir.

Davacının Kişilik Hakkı Saldırıya Uğramış Olmalıdır Ve Bu Saldırı Hukuka Aykırı Olmalıdır Nişanın bozulması ile davacı tarafın kişilik hakkı saldırıya uğramış olmalıdır. Zira yukarıda da belirttiğimiz üzere, davalının doğrudan hiçbir sebep bildirmeden nişanı bozması halinde, davacı taraf manevi tazminat talep edemeyecektir. Kanun bu sebeple saldırı kavramını kullanmıştır. Bu saldırı psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet ve diğer türlü şiddet biçiminde kendini gösterebilir. Nişanlılık sürecinde aldatmak, hakaret etmek, darp etmek gibi sebeplerle nişanın bozulması durumunda bu şart gerçekleşmiş olmaktadır. Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus vardır o da kişinin evlenmekten kaçınması farklı bir durum, nişanı bozması ise farklı bir durumdur ki, evlenmekten kaçınma halinde, nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat istenilemeyecektir.

Yine Kanunun aradığı hukuka uygunluk sebepleri de söz konusu olmamalıdır.

Davacı, Davalıdan Daha Az Kusurlu Olmalıdır

Tazminat hukukunun genel mantığı ile nişanın bozulması sebebiyle tazminat istenebilmesi için, davacının davalıdan daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eğer davacı, davalından daha fazla kusurlu ise bu tazminat talep edilemeyecektir.

Ortada Bir Zarar Bulunmalıdır

Yukarıda da kısaca belirttiğimiz gibi ortada bir manevi zarar olmalıdır. Bu zarar, sadece nişanın bozulmasından kaynaklı doğal zararın, üzüntünün üzerinde biri üzüntü olmalıdır ve bu üzüntü, zarar davalı tarafın haksız saldırısından meydana gelmelidir. Yoksa davalı tarafın, hiçbir sebep yokken nişanı bozması durumunda davacı tarafın uğrayacağı olağan üzüntü, bu kapsamda sayılmamaktadır.

Nişanın Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminatın Kapsamına Neler Girer?

Manevi zararda, maddi zarardan farklı olarak doğrudan hesaplanabilen, belgesi, bilgisi olan bir zarar söz konusu olmamaktadır. Bu sebeple Yargıtay kararları ile kişinin çektiği acının, ızdırabın, üzüntünün telafi edilmesi hususu dikkate alınarak bir tazminat hesaplaması yapılmaktadır. Bu hesaplama kişinin üzüntüsünün derinliğine, ilişkinin boyutuna, kişinin sosyal statüsüne göre de değişkenlik göstermektedir. Diğer manevi zarar taleplerinde olduğu gibi nişanın bozulması nedeniyle manevi zarar talebi de tek seferde yapılmalıdır. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması gibi bir durum manevi tazminat için söz konusu değildir. Zira kişinin yaşadığı manevi zararı, üzüntüyü en iyi bilebilecek ve dolayısıyla bu üzüntüsünü kederini, ortadan kaldıracak tazminat miktarını da en iyi bilebilecek olan kendisidir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nişanın Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat taleplerinde görevli Mahkeme Aile Mahkemesi, yetkili Mahkeme ise genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

Zamanaşımı

Türk Medeni Kanunu 123.madde gereği olarak nişanın bozulmasından itibaren bir yıl içerisinde işbu dava açılmalıdır.

 

Call Now Button