MİRAS HUKUKU

MİRASIN REDDİ DAVASI

MİRASIN REDDİ DAVASI

İlgili Kanun Maddesi ve Dayanak Yargıtay İçtihatları

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 

Ret hakkı

“Madde 605-Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.

Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”

Süre

“Madde 606- Miras, üç ay içinde reddolunabilir.

Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.

Terekenin yazımında

Madde 607- Koruma önlemi olarak terekenin yazımı hâlinde mirası ret süresi, yasal ve atanmış mirasçılar için yazım işleminin sona erdiğinin sulh hâkimi tarafından kendilerine bildirilmesiyle başlar.

Ret hakkının geçmesi

“Madde 608- Mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer.

Bu mirasçılar için ret süresi, kendilerinin miras bırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten başlar. Ancak bu süre, kendilerinin miras bırakanından geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan süre dolmadıkça sona ermez.

Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar.

Reddin şekli

“Madde 609- Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.

Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.

Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.

Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.

Ret hakkının düşmesi

“Madde 610- Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.

Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.

Zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebrî icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.

Mirasçılardan biri tarafından ret

“Madde 611- Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.

Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır.

En yakın mirasçıların tamamı tarafından ret

“Madde 612- En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir.

Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.

Mirasın sağ kalan eşe geçmesi

“Madde 613- Altsoyun tamamının mirası reddetmesi hâlinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer.

Sonra gelen mirasçılar yararına ret

“Madde 614- Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler.

Bu takdirde ret, sulh hâkimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir; bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar.

Bunun üzerine miras, iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir.

Ret süresinin uzatılması

“Madde 615- Önemli sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir.

Vasiyetin reddi

“Madde 616- Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi hâlinde, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, bu redden vasiyet yükümlüsü yararlanır.

Mirasçıların alacaklılarının korunması

“Madde 617- Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.

Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.

Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

Ret hâlinde sorumluluk

“Madde 618- Ödemeden âciz bir miras bırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.

Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle âdet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır.

İyiniyetli mirasçılar, ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar.

Mirasın Reddi Nedir?

Miras kül halinde intikal eder. Bunun anlamı, miras bırakanın sadece mal varlığının intikal etmediği olup, aynı zamanda borçlarının da intikal etmesidir. Bu sebeple kimisini sevindiren miras kimisini de üzebilmektedir. 

Çağdaş hukuk düzenleri, birinin suçundan bir başkasını sorumlu tutmadığı gibi, birinin borcundan bir başkasını da sorumlu tutmamak için, mirasın reddi kavramını meydana getirmiştir. 

Mirasın reddi yasal mirasçılar tarafından yapılabileceği gibi, atanmış mirasçılarca yani vasiyet alacaklıları tarafından da yapılabilmektedir. Miras bırakanın bir kül halinde devrolan mal varlıkları ve borçları esasen mirasın açıldığı anda yani miras bırakanın vefatı tarihinde mirasçılarına geçmekte olup, tapuda vesaire devlet dairelerinde yapılan mal varlığı devri sadece hakkı tescil etmiş olmak açısından önem arz etmektedir. 

Hukukumuzda susmak, bir hadiseye yanıt vermemek genel olarak red anlamına gelmekte olup, bunun en önemli istisnalarından biri mirasın intikalidir. Zira, miras bırakanın ölümünden sonra susmak veya kanunda belirtilen süreler içinde/belirli şartlar altında mirası reddetmemek, mirasın kabul edildiği anlamına gelmektedir. 

Mirasın reddi davası Türk Medeni Kanunu 605.maddesinde düzenlenmiş olup 1.fıkrada mirasın gerçek reddi, 2.fıkrada ise borca batık olan mirasın hükmen reddi müessesesi düzenlenmiştir.

MİRASIN GERÇEK REDDİ DAVASI

Mirasın Gerçek Reddi Davasının Şartları

-Yasal veya Atanmış Mirasçı Olmak

-Süresi İçerisinde Dava Açmak

Mirasın gerçek reddi, 605.maddede düzenlenmiş olup, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri hüküm altına alınmış ve 606.maddede mirasın reddine ilişkin talebin mirasın açıldığı yani miras bırakanın vefat ettiğinin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay süre içerisinde yapılması belirtilmiştir. Kanunda öğrenildiği kelimesinin kullanılmasının sebebi, miras bırakan ile mirasçının görüşmüyor, küs, husumetli vs. olabilme ihtimalidir. Ancak her ihtimalde vakit kaybetmeden mirasın reddi iradesinin Mahkemeye bildirilmesinde fayda vardır. Zira miras bırakanın olası alacaklılarının aksini iddia etmesi noktasında süre şartına uyulup uyulamadığı Mahkemece irdelenecektir. 

Mirasın gerçek reddi davasında Görevli Mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup, gerek Mahkemece tutanağa geçirilecek beyan, gerek verilecek dilekçe, gerekse avukat temsilciliğinden yapılacak işlemler ile mirasın gerçek reddi mümkündür. Yetkili Mahkeme ise Mirasın açıldığı yani miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesidir. Mirasın gerçek reddi davası hasımsız bir dava olup, davayı açabilmek için mirasçılık sıfatına haiz olmak ve süresi içerisinde başvurmak yeterlidir. Uygulamada dosya üzerinden karar verilen mirasın gerçek reddi davasında, davayı açarken dilekçenin ekine eklemek için Noterden Alınacak bir mirasçılık belgesi önem arz etmektedir. Zira bu davayı mirasçı olmayanlar açamayacağından dolayı, mahkeme kalemince bu belgenin edinilmesi, davacıdan istenilmektedir. 

Mirasın gerçek reddi davası hasımsız bir dava olup, bunun anlamı davanın davalı olarak bir tarafa yöneltilmeyeceğidir. Mirasın gerçek reddi davası avukat aracılığı ile açılacaksa Noterde vekaletname düzenletilirken, mirasın gerçek reddine ilişkin özel yetkinin vekaletnamede olmasına özellikle dikkat edilmelidir. Böyle bir eksikliğin olması durumunda Mahkeme davayı reddetmeyecek, fakat eksikliği tamamlamak için süre verecektir.

Mirasın reddine ilişkin Mahkemenin vereceği karar ilgili kütüklere kaydedilecek olup, talep edilmesi halinde davacıya yani mirası reddeden mirasçıya onaylı bir belge de verilecektir. Mirasın reddine dair verilen Mahkeme kararı açıklayıcı bir karar olup, esasen davacı tarafın ilk iradesini açıkladığı, dava dilekçesini Mahkemeye sunduğu tarih mirasın reddedildiği tarih olacaktır.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASI

Mirasın Hükmen Reddi Davasının Şartları

-Mirasçı Olmak

-Miras bırakanın borca batık olması

-Miras bırakandan kalan malvarlığını sahiplenen fiillerde bulunmamak

Mirası hükmen reddi davasının amacı, borca batık miras bırakanın alacaklılarına karşı, süresi içerisinde mirası reddetmeyen mirasçıları korumak olup, Kanunun 605. maddesinin 2.fıkrasında düzenlenmektedir. Ölümü tarihinde, mal varlığı borçlarını karşılamaya yetmeyen miras bırakanın mirasçıları, 3 aylık mirası gerçek reddi süresini geçirmiş dahi olsalar, miras bırakanın borca batık olduğunu, kanunun deyimiyle ödemeden aciz içinde olduğunu kanıtlayarak, miras bırakanın alacaklılarına karşı açacakları mirasın hükmen reddi davasında bu hususu ileri sürebilir ve miras bırakanın borçlarından kurtulabilirler. 

Miras bırakanın mirasçıları, miras bırakanın ölüm tarihinde mal varlığının borçlarını karşılamaya yetmediğini Mahkemede kanıtlamak zorundadırlar. Bu hususu Mahkemede getirecekleri deliller yardımıyla Bilirkişi marifetiyle kanıtlayabilecekleri gibi, miras bırakan hakkında önceden verilmiş ödemeden aciz belgesi ve iflas kararları ile de bu durum kanıtlanabilecektir. Bu hususta Mahkemece yapılacak iş Bilirkişi marifetiyle terekenin aktif ve pasifini ölüm tarihi itibariyle belirlemek ve bu doğrultuda mirasın hükmen reddi davasında karar vermektir.

Mirasçıların dikkat etmesi gereken husus, miras açıldıktan sonra yani miras bırakan vefat ettikten sonra, miras bırakanın malları üzerinde tasarrufta bulunmaktan, hakimiyet kurmaktan uzak durmak, mal varlığının olağan yönetim işlemlerini aşan davranışlarda bulunmamaktır. Miras bırakanın mal varlığını satmak, üzerine geçirmek, vergisini ödemek, gizlemek, zilyetliğinde bulundurmak, Yargıtay tarafından sahiplenici davranış olarak kabul edilmekte olup, bu davranışlar içinde bulunan mirasçıların mirası reddetme hakları bulunmadığı kararı verilmekte ve açmış oldukları mirasın hükmen reddi davası reddedilmektedir.

Mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Yetkili Mahkeme ise davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Mirasın hükmen reddi davası, mirasın gerçek reddi davası gibi hasımsız bir dava olmayıp, miras bırakanın alacaklıları bu davada davalı sıfatı ile bulunmalı, husumet miras bırakanın alacaklılarına yöneltilmelidir. Dolayısıyla yetkili Mahkeme miras bırakanın alacaklılarının bulunduğu yer mahkemesidir. Alacaklı bir gerçek şahıs ise yerleşim yeri, bir tüzel kişi ise merkezinin bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir. 

Mirasın hükmen reddi davası avukat aracılığı ile açılacaksa Noterde vekaletname düzenletilirken, mirasın hükmen reddine ilişkin özel yetkinin vekaletnamede olmasına özellikle dikkat edilmelidir. Böyle bir eksikliğin olması durumunda Mahkeme davayı reddetmeyecek, fakat eksikliği tamamlamak için süre verecektir.

 

Avukat Burak Cem Tosun

Call Now Button