CEZA HUKUKU

TÜRK CEZA KANUNU MADDE 82 KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

İlgili Kanun Maddeleri

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 82.madde

Nitelikli haller

“Madde 82– (1) Kasten öldürme suçunun;

a) Tasarlayarak,

b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,

c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,

d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,

e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,

g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,(1)

i) (Ek:29/6/2005 – 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,

j) Kan gütme saikiyle,(2)

k) Töre saikiyle,(2)

İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Hangi Eylemler Nitelikli Hareket Sayılır ?

Türk Ceza Kanunu’ nun 82.maddesinde Kasten Öldürme Suçu ve 84.maddesinde Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi düzenlenmiş olup; her iki halde de gerçekleştirilen öldürme suçunun 82.maddede belirtilen şekillerde gerçekleşmesi halinde, fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Şimdi 82.maddede belirtilen kasten öldürme suçunun nitelikli halleri nelerdir, hangi koşullarda gerçekleşmiş olurlar konusu irdelenecektir.

Tasarlayarak Kasten Öldürme

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 15.12.2009 Tarih, 2009/200 Esas, 2009/290 Karar sayılı kararında:

“Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.1998 gün 117/155, 13.11.2001 gün 239/247 ve 03.10.2006 gün 30/210 sayılı kararları ile Özel Dairelerin yerleşik kararlarında kabul edildiği üzere, tasarlama, ani kast türünün dışında kalmakta, düşünce kastına girmektedir. Hukuki niteliği öğretide tartışmalı ise de, Yargıtay’ın duraksamasız uygulamalarına göre, tasarlamadan bahsedilebilmesi için failin bir kimsenin yaşam hakkı veya vücut bütünlüğüne karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükunete rağmen bu kararından vazgeçmeyip, sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve kurguladığı fiili, belirlenmiş kurgu dahilinde icra etmesi gerekmektedir. Tasarlama halinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükunetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail, bu süre içerisinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükunete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.”

denmektedir. Tasarlayarak adam öldürme suçunun en tipik örnekleri, mağdura pusu kurma, mağduru zehirleme, kiralık katil tutma suretiyle kişinin öldürülmesi suçudur.

Canavarca Hisle ve Eziyet Çektirerek Kasten Öldürme

Canavarca Hisle ve Eziyet Çektirerek Öldürme, kişinin ölmesi için gerekenden fazla kuvvetin ve şiddetin uygulandığı ölümlerde genellikle ortaya çıkmaktadır. Failin özellikle ölümden zevk aldığı, kişinin kurban seçildiği, kişinin yavaş yavaş ve acı çekerek öldürülmesi suçunun işlenmesidir. Kanun koyucu bu sebeple, söz konusu suçu bir nitelikli hal olarak belirlemiş ve failin daha fazla ceza almasını arzulamıştır. Bu tarz suçlarda kamu vicdanının da yaralanması söz konusu olduğundan, kasten öldürme suçunun nitelikli hali olmasında önem arz etmektedir.

Yangın, Su Baskını, Tahrip, Batırma Veya Bombalama Ya Da Nükleer, Biyolojik Veya Kimyasal Silah Kullanmak Suretiyle Kasten Öldürme

Kanun koyucu bu fıkrada, suçun işlenmesinin tehlikelilik düzeyini ve mağdurun söz konusu araçlar (Yangın, su baskını, tahrip, kimyasal, biyolojik, nükleer silahlar vd.) karşısında güçsüzlüğünü ve savunmasızlığını dikkate alarak nitelikli hal olarak belirlemiş ve suçun cezasını artırmıştır.

Üstsoy Veya Altsoydan Birine Ya Da Eş Veya Kardeşe Karşı Kasten Öldürme Suçu

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için söz konusu birinci dereceden akrabalık ilişkilerinin nüfus kayıtları ile de sabit olması ve failin bu akrabalık ilişkilerini bilmesi gerekmektedir. Failin, hayatında hiç görmediği, tanımadığı biyolojik kardeşini öldürmesi, bu nitelikli hali meydana getirmez.

Çocuğa Ya Da Beden Veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı Kasten Öldürme Suçu

Kanun koyucu bu nitelikli halde, kendini savunamayacak, koruyamayacak nitelikte olan mağdurun durumundan dolayı nitelikli hal addetmiştir. Zir savunmasız kendini koruyamayacak bir kişiye karşı işlenen kasten öldürme suçu kamuoyunda da infial yaratacak, kamu vicdanını yaralayacaktır. Çocuk kavramı, TCK 6.maddede “Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlanmıştır. Beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiden ise, suçun işlendiği esnada kendini savunamayacak durumda olan kişi anlaşılmalıdır. Bu uyku hali, alkol, uyuşturucu madde altında bulunma halini de kapsamaktadır.

Gebe Olduğu Bilinen Kadına Karşı Kasten Öldürme Suçu

Söz konusu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin, mağdurun gebe olduğunu bilmesi gerekmektedir. Gebeliğin kaçıncı haftasında olduğunun önemi yoktur. Mağdur ile birlikte ceninin de ölmesi veya gebe kadının düşük yapması, erken doğum yapması halinde bu suça ek olarak faile söz konusu suçlardan da ceza verilecektir.

Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Kasten Öldürme Suçu

Bu nitelikli halde mağdurun tek başına kamu görevlisi olması yeterli değildir. Önemli olan mağdurun kamu görevini yerine getirmesi veya kamu görevini yerine getirmesine duyulan öfke ile işlemesidir. Mağdurun hali hazırda kamu görevlisi olması da gerekmemektedir. Zira emekli bir kamu görevlisinin geçmişte yerine getirmiş olduğu bir kamu görevi nedeniyle öldürülmesinde de bu nitelikli hal vücut bulacaktır.

Bir Suçu Gizlemek, Delillerini Ortadan Kaldırmak Veya İşlenmesini Kolaylaştırmak Ya Da Yakalanmamak Amacıyla Kasten Öldürme Suçu

Bu nitelikli hal failin, kendisinin veya başkasının işlediği bir suçu -ki bu suç herhangi bir suç olabilir- gizlemek, delillerini ortada kaldırmak veya işlenmesi kolaylaştırmak için kasten öldürme suçunu işlemesidir.  Fail söz konusu suçu ilk suçun mağduruna karşı işleyebileceği gibi ilk suç ile alakası olmayan üçüncü bir şahsa karşı da işleyebilir. İşlenen ilk suç ve sonraki ikinci suç olan kasten öldürme suçunun nitelikli hali için, her iki suçun da faili olması noktasında faile ayrı ayrı ceza verilecektir. Bu suça, failin hırsızlık için girdiği evde, kendisini yakalamaya çalışan ev hanesinden mağduru öldürmesi veya kaçarken komşulardan birini öldürmesi örnek verilebilir.

Bir Suçu İşleyememekten Dolayı Duyduğu İnfialle Kasten Öldürme Suçu

Kanun koyucu bu nitelikli halde failin bir suçu işleyememekten duyduğu kızgınlıkla ilk suçun mağdurunun veya ilk suç ile alakası olmayan üçüncü bir şahsın öldürülmesini cezalandırmaktadır. Faile her iki suçtan da ayrı ayrı ceza verilir.

Kan Gütme Saikiyle Kasten Öldürme Suçu

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 04.06.2013 Tarih, 2012/1564 Esas, 2013/281 Karar Sayılı İçtihat Metnine göre:

“Kasten öldürme suçunun kan gütme saiki ile işlendiğinin kabulü için aşağıdaki şartlarınn gerçekleşmesi gerekir.

a- Olaya neden olan önceki olay, ölümle sonuçlanmış olmalıdır.

b- Fail, önceki suçun failini veya onun mensubu bulunduğu grup ya da aileden birisini, öç alma duygusuyla ve bir görev bilinciyle öldürmelidir.

c- İlk öldürülen ile ikinci suçun faili arasında kan hısımlığı şart olmayıp, suçun münhasıran kan gütme saiki ile işlenmesi yeterlidir.

d- İlk öldürme olayı ile ikinci olay arasında çok kısa olmayan bir süre geçmeli, bu süre içinde fail, ilk öldürme olayından duyduğu her türlü acı, kızgınlık ve öfkeden arınarak geleneklerin etkisiyle bir görevi yerine getirme istek ve bilinciyle hareket etmelidir.”

Töre Saikiyle Kasten Öldürme Suçu

Töre sözlük anlamı olarak: “bir toplumda ahlak, gelenek, görenek ve ortaklaşa alışkılarca belirlenmiş, benimsenmiş davranışların ve yaşama biçimlerinin, öteden beri uyulagelen toplumsal kuralların, şu ya da bu konuda tutulagelen yolların tümü.”

Töre saiki ile adam öldürme suçunun en yaygın örneği, aşiret kararı ile aşiret inançlarına, kültürüne, geleneklerine sözde ters düştüğü gerekçesi ile alınan bir karar ile planlı bir şekilde öldürme suçunun işlenmesidir.

Suçun Cezası

Ağırlaştırılmış Müebbet hapis cezasıdır. Gerçek içtima hükümleri uygulanır ki mağdur sayısı kadar ceza verilir.

Görevli, Yetkili Mahkeme

TCK 82.madde kapsamında görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir. Yetkili Mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Zamanaşımı

Bu suçta dava zamanaşımı otuz yıldır.

Yargıtay Kararları

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 04.06.2013 Tarih, 2012/1564 Esas, 2013/281 Karar Sayılı

Sanık hakkında kan gütme saikiyle nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davasında…

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 14.02.2012 gün ve 116509 sayı ile;

“…Kan gütme; failin, daha önce öldürülen bir kimsenin intikamını almak için, ilk olayın doğurduğu elem ve infial geçtikten sonra suçlunun mensup olduğu gruptan birisini veya suçluyu öldürmesidir. Gerek öğretide, gerek yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin ve gerekse Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, adam öldürme suçunun kan gütme saiki ile işlendiğinin kabulü için; l-) Kan gütme saiki ile hareket eden kişide kendisini kaplayan ve evvelce bir suça bağlı olan hal dolayısıyla tam bir irade serbestliği yoktur. Kan ve husumet, intikam alma duygusu kişinin benliğini o derece kaplamıştır ki, her şeyi göze alarak birinci suç failini yada onun mensup olduğu gruptan, aileden başka birisini tutkusu altına girdiği ihtirasın etkisi ile öldürmekte ve adeta bunu bir görev bilinci ile yapmaktadır. Taraflar arasında bir kan davası bulunsa bile, fail kapıldığı bir tehevvür ile yada başka bir nedenle öldürme suçunu işlemiş olursa, kan gütme saikinin varlığından söz edilemez. 2-) Önceki olay ölümle sonuçlanmalı ve suç öldürülen kişinin intikamını almak için işlenmelidir. 3-) İlk öldürülen ile ikinci suçun faili arasında kan hısımlığı şart olmayıp, suçun kan gütme saiki ile işlenmesi yeterlidir. 4-) İlk ölüm olayı ile ikinci olay arasında çok kısa olmayan bir süre geçmelidir. Bu süre içerisinde fail ilk öldürme olayından duyduğu her türlü acı, kızgınlık ve öfkeden arınarak, ananelerin etkisi ile bir görevi yerine getirme bilinciyle hareket etmelidir. Önceki öldürme olayının ikinci olayın faili üzerinde oluşturduğu elem, ıstırap ve öfke biçiminde oluşan psikolojik etkisi geçmeli, öç alma duygusunu görev olarak düşünmeye başlayan fail, bu görevi yerine getirmek için suçu işlemelidir. Kan gütme nedeni ile adam öldürme eylemini adiyen öldürme suçundan ayıran özellik, birincisinde acı ve öfke duygusunun değil, öç almak şeklinde beliren ahlaka aykırı düşünce ve tutkunun etken olmasıdır

Kasten öldürme suçuna teşebbüs eyleminin kan gütme saiki ile gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği:

765 sayılı TCK’nun 450. maddesine 15.07.1953 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 6123 sayılı Kanun ile 10. fıkra olarak eklenen kan gütme saiki ile öldürme suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde, kasten öldürme suçunun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. 5237 sayılı TCK’nda gerek madde metninde, gerekse gerekçesinde “kan gütme saiki” kavramının tanımına yer verilmemiş, bu konunun açıklığa kavuşturulması, öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır.

Öğreti tarafından benimsenen ve halen de uygulanma şartları bulunan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.05.1999 gün ve 91-93, 25.03.1997 gün ve 25-61, 11.06.1996 gün ve 105-130, 14.10.1991 gün ve 230-264, 11.03.1991 gün ve 36-76 ile 18.02.1991 gün ve 1-41 sayılı kararları ile kasten öldürme suçlarına ilişkin hükümlerin temyiz incelemesini yapan Özel Dairenin yerleşik kararlarında kabul edildiği üzere, kan gütme; failin, daha önce öldürülen bir kimsenin intikamını almak için ilk olayın doğurduğu elem ve infial geçtikten sonra, suçlunun mensubu bulunduğu gruptan birisini veya suçluyu öldürmesi halinde söz konusu olur.

Sözlük anlamı “sevk eden”, “götüren” olarak açıklanan saik; ceza hukuku açısından failin eyleme geçmesine etken olan neden veya nedenlerdir. Kanunun suç unsuru veya nitelikli hal olarak kabul ettiği hallerde saike itibar edilmelidir…

Kasten öldürme suçunun kan gütme saiki ile işlendiğinin kabulü için aşağıdaki şartlarınn gerçekleşmesi gerekir.

a- Olaya neden olan önceki olay, ölümle sonuçlanmış olmalıdır.

b- Fail, önceki suçun failini veya onun mensubu bulunduğu grup ya da aileden birisini, öç alma duygusuyla ve bir görev bilinciyle öldürmelidir.

c- İlk öldürülen ile ikinci suçun faili arasında kan hısımlığı şart olmayıp, suçun münhasıran kan gütme saiki ile işlenmesi yeterlidir.

d- İlk öldürme olayı ile ikinci olay arasında çok kısa olmayan bir süre geçmeli, bu süre içinde fail, ilk öldürme olayından duyduğu her türlü acı, kızgınlık ve öfkeden arınarak geleneklerin etkisiyle bir görevi yerine getirme istek ve bilinciyle hareket etmelidir.

Fail, münhasıran kan gütme saiki ile değil, başka sebepler nedeniyle suçu işlediğinde, bu nitelikli halin uygulanması mümkün değildir. Failin, eylemi gerçekleştirmesinin bir başka sebebe bağlanamadığı, münhasıran kan gütme saiki ve görev bilinci ile kasten öldürme suçunu işlediği hallerde, kan gütme saiki ile öldürme gündeme gelecektir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ Nun 15.12.2009 Tarih, 2009/200 Esas, 2009/290 Karar Sayılı Kararı

Bazı suçlarda ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenen “tasarlama (taammüd)” Türk Ceza Yasasında açıkça tarif edilmemiş, tanımının ortaya konulması uygulamaya bırakılmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.1998 gün 117/155, 13.11.2001 gün 239/247 ve 03.10.2006 gün 30/210 sayılı kararları ile Özel Dairelerin yerleşik kararlarında kabul edildiği üzere, tasarlama, ani kast türünün dışında kalmakta, düşünce kastına girmektedir. Hukuki niteliği öğretide tartışmalı ise de, Yargıtay’ın duraksamasız uygulamalarına göre, tasarlamadan bahsedilebilmesi için failin bir kimsenin yaşam hakkı veya vücut bütünlüğüne karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükunete rağmen bu kararından vazgeçmeyip, sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve kurguladığı fiili, belirlenmiş kurgu dahilinde icra etmesi gerekmektedir. Tasarlama halinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükunetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail, bu süre içerisinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükunete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.

 

Avukat Burak Cem Tosun

Call Now Button