PEK KÖTÜ DAVRANILMASI NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI
İlgili Kanun Maddesi
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 162.madde
“Madde 162-Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Pek Kötü Davranılması Nedeniyle Boşanma Nedir?
Türk Medeni Kanunu madde 162’ de üç özel boşanma nedeni düzenlenmiş olup, hayata kast edilmesi ve ağır derecede onur kırıcı davranış nedenleri ile boşanma davaları başka yazılarımızın konusunu oluşturmaktadır. Bu yazımızda pek kötü davranılması nedeniyle boşanma davası işlenecektir.
Pek Kötü Davranılması, özel bir boşanma nedenidir. Özel bir boşanma nedeni olmasının sonucu, eşlerden biri bu sebebe dayanarak hem bir özel boşanma davası yani Pek Kötü Davranılması Nedeni ile boşanma davası hem de genel boşanma davası yani Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması nedenine dayanarak boşanma davası açabilecektir.
Pek Kötü Davranılması nedeni, boşanmak için aynı zamanda mutlak bir nedendir. Bunun anlamı nispi boşanma davalarından farklı olarak tek bir fiilin dahi kanıtlanması noktasında boşanmanın mutlak olmasıdır. Fiilin gerçekleşmiş olması ve kanıtlanması boşanma davasının kabul edilmesi için yeterli olmaktadır. Artık, kendisine kötü davranılan eşten, karşı taraf ile birlikte yaşayabilmesinin beklenilmezliği, bu hususun Mahkemece sorgulanamazlığı söz konusudur. Ortak yaşamın çekilmez hale gelip gelmediği, Hakim tarafından araştırılmayacak ve sorgulanmayacaktır.
Pek Kötü Davranış Nedeniyle Boşanmanın Davasının Şartları
–Eşlerden Biri Tarafından Diğerine Karşı Pek Kötü Davranış Sayılacak Bir Saldırı Söz Konusu Olmalıdır
-Pek Kötü Davranışta Bulunan Eşin Ayırt Etme Gücü ve Akıl Sağlığı Yerinde Olmalıdır
-Açık veya Kapalı Şekilde Bir Af İradesi Bulunmamalıdır
-Pek Kötü Davranışın Gerçekleşmesi veya Bu Davranışın Öğrenilmesi Üzerinden Hak Düşürücü Süre Geçmemiş Olmalıdır
Eşlerden Biri Tarafından Diğerine Karşı Pek Kötü Davranış Sayılacak Bir Saldırı Söz Konusu Olmalıdır
Pek kötü davranış, kişinin vücut bütünlüğüne yönelik doğrudan veya dolaylı saldırıları anlatmaktadır. Bir insana işkence ederek, darp ederek, doğrudan fiilin içinde olarak pek kötü davranışta bulunulabileceği gibi, onu hapsederek, aç bırakarak, hareket edemeyeceği şekilde bağlayarak da pek kötü davranışta bulunulabilir. Pek kötü davranışa başkaca örnekler vermek gerekir ise yaralanmasına neden olacak şekilde cinsel ilişkide bulunmak, açlığa mahkum etmek, bilerek ciddi bir hastalık bulaştırmak veya virüs enjekte etmek, soğukta bırakmak örnek gösterilebilir.
Hakim tarafından pek kötü davranışın şiddeti ve mağdur olan eşin buna karşı olan direnci, tepkisi, yaşam biçimi, kültür düzeyi, eğitim durumu ve sosyal statüsü de dikkate alınmaktadır. Her gün kavga eden, kavga etmek neredeyse bir yaşam biçimi haline gelmiş, bu durumu önemsemeyen çiftler açısından belki bir yaralama olayı pek kötü davranış sayılamayabilecek iken, bu duruma hiç alışık olmayan bir eşin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek bir yaralanması, pek kötü davranış sayılabilecektir. Bu husus değerlendirilirken, yöresel örf ve adetler de Hakim tarafından göz önünde bulundurulacaktır.
Pek Kötü Davranışta Bulunan Eşin Ayırt Etme Gücü ve Akıl Sağlığı Yerinde Olmalıdır
Pek kötü davranışta bulunan eş kusurlu olmalıdır. Kusurdan kasıt, pek kötü davranışta bulunan eşin, bu eylemi gerçekleştirdiği esnada, ayırt etme gücünün yerinde olup olmadığıdır. Zira ayırt etme gücü yerinde olmayan veyahut akıl sağlığı yerinde olmayan eşin, bir kusurunun da olamayacağı, kendisine kusuru yüklenemeyeceği, dolayısı ile kendisine karşı açılan pek kötü davranışta bulunma nedeni ile boşanma davasının mahkeme tarafından kabul edilmeyeceği açıktır. Bu noktada olsa olsa akıl sağlığı yerinde olmayan eşe karşı genel sebeple veya akıl hastalığı nedeni ile boşanma davası açılabileceğidir.
Açık veya Kapalı Şekilde Bir Af İradesi Bulunmamalıdır
Bu şart da yukarıda anlattığımız hak düşürücü süre şartına benzemektedir. Pek Kötü Davranış gerçekleştikten sonra, mağdur olan eş, af iradesinde veya dolaylı olarak af iradesinde olacak davranışlar içerisinde bulunmamalıdır. Örnek vermek gerekirse, işkence edilen, eziyet gören eşin, bu fiilini öğrendikten/maruz kaldıktan sonra eşini affettiğini eşine, etrafındakilere söylemesi, mesaj atması, bu duruma tepki göstermemesi, ortak hayata devam etmesi af niteliğinde olup, bu iradeden yani karşı taraf affedildikten sonra aynı işkence, eziyet fiiline dayanarak dava açılması noktasında, Mahkeme tarafından reddedilmektedir.
Söz konusu doğrudan veya dolaylı af iradesi tek bir pek kötü davranış niteliğindeki fiili veya birçok fiil için geçerli olabilecek olup, öğrenilmemiş fiilden dolayı af söz konusu olamayacak, dolayısıyla yeni öğrenilen bir fiil için boşanma davası açılabilecektir. Yine pek kötü davranış fiiline, gerçekleştirilmeden önce rıza gösterilmesi de mümkün değildir. Zira böyle bir durum doğrudan kişilik haklarının ihlali anlamına gelmekte olup, Türk Hukuk Sisteminde kişilerin kendi vücut bütünlükleri üzerin dahi böyle bir tasarruf yetkileri bulunmamaktadır.
Pek Kötü Davranışın Gerçekleşmesi veya Bu Davranışın Öğrenilmesi Üzerinden Hak Düşürücü Süre Geçmemiş Olmalıdır
Kanunun aradığı bu şart hak düşürücü süre olup, hem karşı tarafça itiraz olarak öne sürülebilmekte hem de hâkim tarafından her zaman göz önünde bulundurulabilmektedir. Kısa süre, davacı eşin, pek kötü davranışa uğradığını öğrenmesinden (buradaki öğrenmekten kasıt, bu eylemin veya dolaylı eylemin eşi tarafından gerçekleştirildiğini öğrenmesidir) itibaren altı ay olup, uzun süre eyleminin gerçekleşmesinden sonra beş yıl içerisindedir. Örnek vermek gerekirse Pek Kötü Davranış Eylemi 01.01.2015 tarihinde gerçekleşti, mağdur eş bu fiili 01.03.2015 tarihinde öğrendi, 01.01.2016 tarihinde dava açtı. Her ne kadar pek kötü davranış fiilinin üzerinden beş yıl geçmemiş olsa da öğrenmenin üzerinden altı aydan fazla bir zaman geçtiğinden dolayı dava reddedilecektir. Bu sebeple pek kötü davranış öğrendikten sonra vakit kaybetmeden dava açmakta fayda bulunmaktadır.
Avukat Burak Cem Tosun